Ağabeyimin Slovenya seyahati nasıl başlamış, nasıl geçmiş ve Slovenya hakkında edindiği izlenimler bölüm bölüm sizlerle olacak.
![]() |
Eski bir Sloven köyü Ptuj (Fotoğraf Alıntıdır). |
Yolculuk Öncesi
Nereden çıktı peki bu Slovenya? Anlatayım..
Yaklaşık bir ay önce bir pazar günü evde de kimsecikler
yokken sakin sakin oturmuş bir yandan meyve yiyip diğer yandan da Özlem
Tunca’nın sunuculuğunu yaptığı Dünyayı Geziyorum adlı gezi programını
izliyorum. O gün de Slovenya var programda. Bir güzel izledim programı. Hoşuma
da gitti programdaki haliyle. Yeşillikler içinde bir ülke, Alpler devasa
ihtişamıyla yükselmiş filan. Sonra bir iç çekiş tabi anca televizyondan izlerim
gibisinden.
Program bitti, kendisi akıllı olup bizi akılsızlaştıran
akıllı telefonumu elime alıp Facebook'ta gezinmeye başladım. Derken
çalışmalarına katıldığım bir sivil toplum kuruluşu olan Sivil Yaşam Derneği’nin
sayfasından bir haberle karşılaştım. Haber şu:
Sustainaware 2.0
Avrupa Bölge Toplantısı- Türkiye Delegasyonu Çağrısı 3- 7 Eylül 2015 Slovenya
Şimdi başvurun!
Sanki ilahi bir
işaretmiş gibi karşıma çıkan bu haberi görmezden gelmedim tabii ki. Ve bunun
gerçekten ilahi bir işaret olduğunu düşünmeye başladım. Çünkü tesadüflere
inanan birisi değilimdir. Neyse linki tıklayıp başvurumu yaptım. Programın
içeriği pek ilgilendirmiyordu beni. Ücretin de Avrupa Komisyonu tarafından
ayrılan fondan karşılanacağını görünce işin para kısmını hiç düşünmedim ve
devam eden günlerde de farklı metinlerle ayrı başvurular yaptım ki başvuruları
değerlendirecek olan kişi ne kadar istekli olduğumu görsün.
Bir hafta sonra
başvurular sona erdi. Sonuçların açıklanacağı günü bir yandan heyecan bir
yandan da korkuyla bekliyorum. Çünkü hem çok istiyorum hem de olmamasından
korkuyorum. Tabi bu sırada başvurumdan da kimseye bahsetmedim. Birisine
bahsedersem olmayacak düşüncesine kapıldım.
Başvurular sona ermişti ve sonuçların
açıklanacağı gün gelmişti. Ama ne arayan var ne soran. Niye beni seçsinler, ne
zaman bize vurdu ki şans, zaten onlar derneğin ağır toplarını götürürler gibi
düşünceleri sıkça düşünmeye başlamıştım ki bir iki gün geçmeden telefonum
çaldı. Dernek başkanı arıyordu. Tabi bende heyecan tavan yapmış durumda. Bana İngilizce
seviyen nasıl, yeşil pasaportun var mı, daha önce yurt dışına çıktın mı gibi
sorular sordu ben de o heyecanla elimden geldiğince doğru şekilde yanıtlamaya
çalıştım. Bana sonucun sonra bildirileceğini söyledi ve kapattık. Sonra gecenin
ilerleyen saatlerinde gözlerimin parıldamasına sebep olan bir maille
karşılaştım. Evet, mail proje için kabul edildiğimi söylüyordu. Ertesi gün
gelen telefon da bu maili onaylar nitelikteydi ve sonunda Kabul edildiğimden
tam anlamıyla emindim. Yavaş yavaş etrafımdakilere söylemeye başladım. Onlarda
da büyük bir şaşkınlık. Tabi bu şaşkınlık beni her seferinde mutlu ediyordu.
Derken biletler alındı hazırlıklar başladı. Ne olursa olsun gidecektim, yeni
yerler görüp yeni tecrübeler edinecektim. Gün geçtikçe araştırmalarım ve
hazırlıklarım gibi heyecanım da artıyordu. Çünkü ilk kez yurtdışına çıkacaktım
ve bu kötü bir tecrübe olmamalıydı benim için. Bol bol Youtube videoları
izledim yanıma ne almam gerektiğiyle ilgili olarak. Bu hazırlık heyecanı da
güzel bir şey, sizi diri tutuyor. Bununla ilgili de Barış Özcan’ın videosunu
sizlere tavsiye ediyorum. Ve günler geçti vakit geldi çattı beklemeye gerek
kalmamıştı sonunda. Sabah evden çıktım ve sabah 10.00 feribotuyla İstanbul’a
gitmek üzere Güzelyalı iskelesinden ayrıldık.
Saat 14.30 civarında
kontrollerden geçmiş uçağıma binmeye hazır durumdaydım yapmam gereken tek şey
erken geleceğini söyleyen arkadaşımla haberleşmekti. Çok zaman geçmedi aradı.
İşte o zaman hatırladıkça güldüğüm bir hata yapmıştım. ‘’Duty Free shop’ların
oradayım’’ dedim. Fakat beş dakika geçmeden anlamıştım ki her yerdeydi bu duty free
shop’lar. Neyse çok geçmeden daha isabetli bir tarifle beni buldular. Sayımız
iki, üç derken yedi kişi olduk ve artık hazırdık gitmeye. Tek adım kalmıştı,
uçuş kapısından geçip uçağa bindik ve…
Devamı.. Seyahat
Esnası’nda.
Eğer hoşunuza gittiyse beğenip, paylaşırsanız ve aklınıza takılan soruları yorum kısmından yazarsanız sevinirim.
Eğer hoşunuza gittiyse beğenip, paylaşırsanız ve aklınıza takılan soruları yorum kısmından yazarsanız sevinirim.
Yazar Hakkında: Adım Hasan, nam-ı diğer Sebastian. İngilizce öğretmenliği üçüncü sınıfta okuyacak olan,ülkesi ve dünya için kendi çapında birşeyler yapmaya çalışan bir dil ve kültür meraklısı.
2 yorum
Buraya Tıklayınız yorumBu sene Erasmus sınavına gireceğim, eğer kazanırsam Litvanya ve Slovenya gibi ülkeler var. Slovenya hakkında pek bilgim yok, yazının devamı gelirse bilgilenmek isterim :)
YanıtlaBu çarşamba günü yazının devamı geliyor. Yorumunuz için çok teşekkür ederim. :)
YanıtlaDönüştürDönüştür EmojilerEmojiler